10 mm veya Daha Büyük Büyük Safen Venlerin Tedavisinde 1.470-nm Endovenöz Lazer Ablasyonu ve Radyofrekans Ablasyonunun Karşılaştırılması

giriiş

Alt ekstremite yüzeysel venöz yetmezliği, klinik semptomlar tedavi edilmediği takdirde venöz ülserlere ilerleyebilen yaygın bir hastalıktır. 

1 Varisli damarların birincil tedavisi uzun yıllar cerrahiydi, ancak termal ablasyon teknikleri son yıllarda giderek daha popüler hale gelmiştir. Endovenöz lazer ablasyonu (EVLA) ve radyofrekans ablasyonu (RFA), safen ven yetmezliğinin tedavisinde kullanılan güvenli ve minimal invaziv tekniklerdir. 810 nm diyot lazer kullanan termal endovenöz ablasyon ilk olarak 2001 yılında Navarro ve ark. tarafından bildirilmiştir. 

2 Weiss ve ark. 

3 radyofrekans enerjisi kullanarak termal ablasyon gerçekleştirdikleri vakaları bildirmişlerdir. EVLA ve RFA, varisli safen vende benzer histopatolojik değişiklikler üretir. 

4 Kateterin ucundan yayılan ısı enerjisiyle ilişkili venöz duvardaki hasar her iki teknikte de meydana gelir ve venöz yapılar parçalanır. Böylece damar fibrotik bir yapı kazanır. Ancak sonuçlar benzer olsa da, 2 teknikte yer alan mekanizmalar farklıdır. Lazer ışığı kullanıldığında, lazer enerjisinin (radyasyonun) doğrudan emilimiyle optik penetrasyon bölgesinde ısı gelişir. Bu intraluminal yayılan ışık enerjisi, kromoforlar olarak bilinen çeşitli maddeler tarafından emilir. Bunlar, bu enerjiyi dokulara geri yansıtarak fotokimyasal ve fototermolitik mekanizmalar yoluyla doku hasarına neden olur. Öte yandan, radyofrekans tekniğinde, radyofrekans dalgaları elektromanyetik enerji üreterek dokuyla temas ettiğinde, bu, bağ dokusundaki kolajenin titreşim ve aşınma oluşturarak parçalanmasına neden olur. RFA’nın en karakteristik özelliği, bu etkiyi diğer enerji kaynaklarına kıyasla çok daha düşük sıcaklıklarda (90–120 °C) göstermesidir. Bu nedenle, radyofrekans kateterinin etkili termal yıkım üretmek için dokuyla doğrudan temas halinde olması gerekir. Lazer kateterler 700 °C’ye kadar sıcaklıklara ulaşabildiğinden, dokuyla doğrudan temas ettiğinde perforasyona neden olabilir. Bu nedenle, safen ven çapı 10 mm’yi geçtiğinde radyofrekans kateterinin ven duvarı ile doğrudan temas kuramayacağı için etkinliğinin oldukça düşük olabileceği yönünde yaygın bir görüş vardır. Bu çalışmanın amacı, safenofemoral bölgede safen çapı 10 mm veya daha fazla olan hastalarda yüzeysel venöz yetmezliğin tedavisinde 1470-nm EVLA ve RFA’yı karşılaştırarak bu hipotezi test etmektir.

Bölüm parçacıkları

Malzemeler ve Yöntemler

Ocak ve Aralık 2013 arasında kardiyovasküler cerrahi bölümüne başvuran ve safenofemoral eklem (SFJ) seviyesinde safen ven çapı 10 mm veya daha fazla olan yüz yirmi hasta çalışmaya dahil edildi. Hastalar yerel etik komite onayı alındıktan sonra rastgele 2 gruptan birine atandı. Grup 1’deki hastalara lazer ablasyon uygulandı ve grup 2’deki hastalara RFA uygulandı. SFJ’de safen ven çapı 10 mm’den az olan hastalar hariç tutuldu.

Sonuçlar

Tüm hastalarda primer etyoloji vardı ve tüm ekstremitedeki patofizyoloji reflü ile ilişkiliydi. Ameliyat öncesi değerlendirmelerde CEAP ve VCSS sınıflandırmalarına göre ekstremiteler arasında istatistiksel bir fark yoktu. SFJ’deki reflü süresi EVLA grubunda 3,7 saniye ve RFA grubunda 4,1 saniyeydi. EVLA ve RFA prosedürleri her biri toplam 60 safen vene uygulandı. SFJ seviyesinde safen veninin ortalama çapı 11,3 mm ve ortalama

Tartışma

Son yıllarda varisli damarların tedavisinde cerrahiye en sık kullanılan 2 alternatif EVLA ve endovenöz RFA’dır. Her iki yöntem de benzer mekanizmalar içerir, güvenli, etkili, minimal invazivdir ve safen ven yetmezliğinde yüksek tıkanma oranlarıyla uygulanması kolaydır. Genel anestezi veya hastaneye yatış gerekliliğinin olmaması, erken mobilizasyon, düşük komplikasyon ve tekrarlama oranları ve cerrahiye kıyasla yüksek hasta memnuniyeti, EVLA ve RFA’nın

Takip et ve paylaş

Newsletter Updates

Enter your email address below and subscribe to our newsletter

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir